Ama uyarılarak!!!
Yağlı saçların ardındaki altı mor halka gözler, tüpün üstündeki alüminyum kaşığa odaklanmıştı. Hemen bir sigara izmariti ayırdı ve kaynamakta olan kaşığın içine atıverdi. Şırınganın iğnesini çıkarıp, yavaşça filtreye dayayarak aparatın içine çekti. İğneyi takıp havasını bile almadan lastik ile boğduğu kolundan damarına enjekte ediverdi... Önce küçüldü göz bebekleri, sonra manasız bir gülümseme oturdu çatlak dudaklarına ve sonsuza dek kaldı o ifade suratında. Altın vuruş, ölümü nihayet armağan etmişti...
Biliyorum sert geldi.
Ama gerçek işte...
Geçenlerde Ülke Tv'de katıldığımız bir canlı yayında ünlülerin ışıltılı hayatı ve uyuşturucu konuşuldu. Oysa o kadar basit değildi bu konu...
Madde bağımlılığının ilköğretim seviyesine indiği ahlaklı ülkemizde, bu konuyla ilgili neler yapılıyor bilmem ama yaşadığım çevreden izlenimleri size aktarmayı deneyeceğim. Öncelikle belirteyim ki sadece uyuşturucu değil mesele.
Doğal ve sentetik olmak üzere ikiye ayırmalıyız bu işi bence.
Kokain, esrar, afyon, ganja, haşhaş, marihuana, şerbetçi otu gibi doğada yetişen bitki bazlıların yanı sıra, anfitaminleri uçucuları, ilaçları ve hatta laboratuvar ürünü özel keyif verici maddeleri de var. Örnek mi? Eroin, rainbow, California sunshine, LSD; crakc, bonzai, extasy, captagon ve diğerleri. Tabii bir de psikiyatri ilaçlarından tutun da zayıflama, hatta anti depresana kadar hepsi narkotik maddeler aslında. Ve tabii ki en başta her gün gazete ve bilboardlarda çarşaf çarşaf reklamları ile özendirilen alkol...
Tüm bunları bir kitaba da sığdırmak imkansız aslında. Hele de tacirlerin sac ayağı şebekeleri ciltlerce ansiklopedi olur. Medyadan tutun da siyasete, askerden tutun da emniyet teşkilatı içinde bile kartelleri bulunur. Sadece zengini ve ünlüyü hedeflemez bu ticaret, aslında sosyal katmanların tümünü imha eder, inayet ve sonu zaten yasal cinayet.
İçiciliğin yasal hale geldiği ceza ile bu işin halledilemeyeceğinin belirdiği bir ortamda yaşarken, genç nüfusumuzu korumanın birkaç tespitini vermeliyim sizlere.
Uyarıcı; Aşırı terleme, tansiyonda yükseliş, sık sık tuvalete gitme, iştahsızlık, göz bebeklerinde büyüme, hiperaktivite, uykusuzluk gibi belirtiler gösterir .
Uyuşturucu ise göz bebeklerinde küçülme, tansiyonda düşüş , sararan beniz, banyodan ve sudan uzaklaşma, iştahsızlık, asosyalleşme, uzun süre izole kalma gibi belirtileri kapsar, dişlerde çürüme, saçlarda dökülme; tırnaklarda, gözlerde ve dudaklarda kuruma ve morarma da ayrı belirtileridir
Peki ne yapmalı?
Asla cezalandırma yoluna gidilmemeli; sıcak, samimi ve anlayışla karşılanmalı. Tespit durumunda, önce bağımlı ile onun bulunduğu ruh hali göz önünde bulunarak ikna yolu ile derhal hem psikiyatrik hem de psikolojik yardım yoluna gidilmeli.
Son nokta yurdumuzda nüfusumuzun sigara, akol ve madde bağımlılığı dahil yüzde 25'i kullanıyorsa, hepimize kolay gelsin: Hala ahlak, din, vicdan diye inleyen iktidarlar, biraz da bu konuya eğiliversin! Yoksa 3-5 ünlü yakalayıp, show yapmak işi daha da çekici hale getirecek. Atı alan Üsküdar'a geçecek ve orada bir villa inşa edip, hepinizi zehirlemeye devam edecek!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder