“2023’e Hikâyeler” adlı gösteri zincirinin de isim babası olan Barbaros Şansal, bir yandan ulusal markalaşmayı sürdürürken, şimdilerde ise Yıldırım Mayruk Moda Laboratuarında Türkiye’nin en önemli moda arşivini planlamakta. Küresel organizasyonların yanı sıra, eğitim vermek üzere de yaratıcı stratejiler oluşturmaya çalışmakta…”
Bu sayfada yer alan tüm yazı, resim ve buna benzer içeriğin tüm hakları Barbaros Sansal'a aittir. Izinsiz kopyalanması ve kullanılması yasaktır.
28 Eylül 2012 Cuma
Orak, çekiç, tornavida ve balyoz.
Peki ya ingiliz anahtarı?
Yok yok, kan damlıyor su değil, civataya somun artık yarım somun ekmek bile değil.
Lawrence of Arabia yok artık ehli mehil, yerine Angelina Jolie var, inanın bu sefer plastik boru değil.
Saman ve ot bile karaborsa, hala giyin sen polyester çüpünü merdiven altından 9 lira 99 kuruşa.
Oysa bak Calabia bile artık protokulunda, hamamda koca karılar nasıl bayılır misali takla atar paçalı güvercin havada.
Tut şunun ucunu döşeyelim dediler, Nabucco operasını direkler arasına çevirdiler, derken Samsun Yumurtalık boru hattını tarihe gömüp kuş gribi ayağına kapanan betebe iğne ampülü fabrikasının yerine alış veriş merkezi yapıp şırınga bile servis ettiler . Bina, zina mübah.. Oysa ima suç.
Hey efendiler eller cepte kafalarınız tokuşuyor muç muç. Kabul olur mu bu durumda hamursuz misali şamdanlı oruç?
Plaj kabininde mayo değişir misali değişir hep kabineler, aslında aynı rantiye gırgıriye filminden de beter sevgili şaşkın güzeller.
Bir mıhlama iki zıplama üç hop hop, yetmez ama evet demek için olmalı mı ki zirzop?
İleri vites aristokraside geri vites yapar demokrasi, zaten Surinam ile Suriye arası bu günkü yamukrasi.
Kol klapasındaki rütbeler hutbe olmuş, aslında küçücük aslancık Kıbrıs sahillerinde Karpaz’a doğru parsel parsel arsa da bulmuş, şimdi nice gemiler yanaşır oraya da, bak Fatih’in kadırgaları çoktan kaburga sofralarına meze oldu nasılsa.
Kurmayın artık düş müş, geleceğiniz zaten oluyor içten dıştan çürümüş.
Dostluk, kardeşlik dedikçe savaş rüzgarları esiyor, toprağında düşmanlık, pazarında perişanlık dörtkol çengi kol geziyor.
Bir de eşkiya yok keserken karabakır dol şarkısı listelerde esiyor.
Ek madde kanun hükmünde kararname ve örtülü ödenek, üzerinde kağnı olan resme protokol sarayında 30 bin lira verip asmak ne gerek, sil kağnıyı bunun sadece atlısını getir der şen bülbül aslında Türkmen atını nasıl da ettik bahçevana sütçü beygiri misali dül dül..
Bir fidanın güller açan dalına baktım, sarı gül, mor gül, kırımızı gül derken halvetinin kara gülünde uyandım.
Ne derdim var ne tasam tek sağlam kalan kalçam oldu kumbaram.
Onda bile teharattan fazla atık su bedeli, bas zammı yoksa kalmaz gamı bu eserin.
Sol anahtarına ayar diyez bemol, al bir tüp acını alacaktır analjezik anestol.
Orak, çekiç, testere ve kontrol kalemi, yakındır hepinizin kapısında birer mahkeme celbi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder