Bu sayfada yer alan tüm yazı, resim ve buna benzer içeriğin tüm hakları Barbaros Sansal'a aittir. Izinsiz kopyalanması ve kullanılması yasaktır.

15 Aralık 2010 Çarşamba

ÖDENECEK BEDEL VAR ! Haydi beyler size de hayirlı Bayramlar !

İlk kez dünyada ve Türkiye Cumhuriyeti’nde benden duyulacak bu konu bazılarinı rahatsız edecek olsa da, günü gelince durum açıkca ortaya dökülecekdir nasılsa!

Konun ne alaksı var demeyin bakın nasıl aile şirketleri ile sömürülüyormuş meğerse Magna Carta kisvesi ile bu dünya !

İşte ve ihalede her köşeyi köşegen olarak tutumuş çok değerli bazı köşe yazarlarımz da, bakalım nasıl ötecekler o gün bas bas paraları Leyla’ya misali kendi sütunlarında?

Büyük bir ihtimal ile, Oprah Winfre’ in tanıtacağı ve henüz yazılmakda olan bir belgeselden kimsenin haberi yok … Nedense bizim ülkemizdeki haberler hep cinselllik , cinayet, hırsızlık , koca bulma, yemek yeme vs vs üzerine ama artık karnımız bu savsatalara gerçekden tok ..

Adana’da döner bıçaklı kavga, Tarsus’da otoyolda canpazarı ve patlayan silikonlar… Günde 30 tane perakende haber adına medyamızda servis edilir hala, Oysa, oh ne ala Mualla çokdan tarih oldu moda dünyasında..

Yakında tüm milletlerin tartışacağı bu eser, aslında İranlı bir işkadının kaleminden dökülecek. Kaleminden meni damlayan ahlak zabıtalarına inat yeri göğü inletecek ..

Amcandan çocuk yapma klavuzu,, ensestinin dine uydurulma kurgusu gibi ahlaksızlıkların nasıl İran’da yasallaşarak Türkiye Cumhuriyeti’nin dibine dinamit konduğu gözler önüne serilecek..

Nerden mi biliyorum ?
Çünü bir ülkenin kaderini, o ülkenin en meşhur kuaförlerinde vesikalık resim alarak belgelemek mümkün. Ama en güçlü terzilerinin boy aynasında ise, o güçlü zannedilen adamların boş boğaz karılarının karın yağlarını kapatmaya çalıştığı ve avanta elbise peşinde koştuğu prova odasında ise kaydetmek hem kolay hem de düzgün…
İşte bende bu İran’lı hanımı bu aynalar vasıtası ile tanıdığıma artık değilim pek üzgün..Şimdi bilgim var ancak söyeleyem erkenden ki olmasın bazıları süzgün…

Dubai’den Marbella’ya, Gstaad,dan Londra’ya hatta İstanbul’dan Urumiye’ye uzanan uzun yılların hikayesi geliyor … Öyle ki, keklik çukurovada avlanıp soğan düz ovada terletiliyor.. Damatların yüzbinlerce dolarlık ipek halıları uçup, Amerika’daki abilere bile uçanhalı olarak servis edilebiliniyor…İpliği pazara çıkmak üzere olan mecra ununu eleğip duvara astığı eleğini tef ve def olarak yeniden eline almaya çalışıyor..

5 kopek aile ve 25 çöpçü balık kılıklı maaile bu ülkede yakında ipe un sermeye ise sanki meğil veriyor.. Dünyanın binde beşi lop lop yutarken, kalanı nedense hep yanlış kıblelere secd ettiriliyor..

Önce İngilize daha sonra da Türkçe yayınlanacak bu esere hazır olmalı mı, yoksa hazıra konmalı mı bilinmez ama nice güçlü o adamlar; kendileri dikemedikleri için dikişlerini diktirtmek üzere karılarını terzilerine yollayıp, sonra da, o terziyi arayıp : ‘’ Ellerine sağlık çok güzel dikmişsin ‘’ dekilerine millet işin aslını anlayıp kıs kıs gülmeye hazırlanıyor.. Aile arası evlilikler ile içeride kalan servetlerin özürlü bebeleri ise artık pek miras yedi olamayacak gibi darlanıyor..

Bu durumda bayramlık ağzıma biber yerine Monsanto’nun güçlü salçasını sunan delikanlılar kaçacak delik arar gibi szılanıyor..

Hatasız kul olmazmış ama hayasız kurbanlıklar ile ibadet hivabet ile hitabete dönüştürülürken , bir kez daha yamak kol geziyor …

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder