Bu sayfada yer alan tüm yazı, resim ve buna benzer içeriğin tüm hakları Barbaros Sansal'a aittir. Izinsiz kopyalanması ve kullanılması yasaktır.

30 Nisan 2013 Salı

CANLI HAYVAN KARGOSU!



Eşit yaşam hakkına ne oldu?


Angutların hayaları alınmış angusları nasıl yolculuk eder bilmem, ama evcil hayvan sahipleri bu konuda artık çok dertliler.
Gün geçmiyor ki belediyelerin zehirlediği toplu katliamlar önümüze serilmesin.
Gün geçmiyor ki hayvanlara tecavüz haberleri kesilmesin.
Mesela toplu taşımada serbest olmasına rağmen, metro bile keyfe keder almaz evcil hayvanlarmızı. Taksiler de de böyledir, vapurlarda da.
Bir çocuklu aileyi otobüsten indirdiklerini bile biliriz, gece yarısı şehirler arası yollarda.

Gözleri görmeyen vatandaşın yardımcı köpeğinin bile sokulmadığını Taksim'de gözümle gördüğümü unutmam mümkün değil, bu olay hatta olay geçen hafta.
Yıllar önce haberlerde Amerika'dan eğitiminden dönen bir genç kız görmüştüm.
THY bagaj bandından kafeste gelen donmuş ölü dostu başında can hıraş çığlıklar ile yanıyordu.
Yine bu hafta Bodrum'dan istanbul'a verilmek üzere kargoya konan küçücük bir terrier ölü olarak çıktı ve sosyal paylaşımdan şirket, özür dileyen ve araştırılacağını söyleyen metinler yazıverdi. Oldu bitti bir can daha gitti.
Aslında kabin içinde nedense 1'den fazla kedi de taşımak yasaktır ve mutlaka kafesinde olmalıdır. Kuş zaten yasaktır. Ancak köpek meselesinde böyle bir kısıtlama da yoktur. Sadece 5 kiloyu geçmemesi ve kafeste olması yeterlidir.
Ve her taşınan canlı hayvan mutlaka bilete tabidir ve para tahsil edilir.
Aşı kağıdı ise zaten elzemdir.
Şartlar yerine geldiğinde hemen bilet kesilir ve para tahsil edilir. Üstelik uçak kapısında tüm belgeler incelenir ama sigorta ve garanti nedense verilmez!
Üstelik THY yeni ortak şirketi TGS ile bunu sağlar. Böylece sorumluluk ortadan kalkar.
Ölümlerin çoğu, canlı hayvan olduğunun manifestoda yer almamasından dolayı, bilgi eksikliği nedeni ile kargo ısı ayarları olmayışından kaynaklanır.
ANCAK;
Her canlı eşit yaşam hakkına sahiptir.
Yeryüzünde yaşayanlar onlara saygı göstermedikçe, gökten rahmet yerine ancak şer bekleyebilirler.
Doğanın bio çeşitlilik açısından en zengin ciğerleri olan bataklık ve sulak alanların kurutulduğu, rant uğruna sahillerin doldurulduğu, kuş cennetlerinin zehir ve pislik dolduruluduğu, ddt ile tüm haşarenin silindiği, hayvan yasası ile neredeyse elektirğe dönsün diye hepsinin toplanarak yakılmasının gündeme geldiği, denizlerin trollendiği, genetik mutasyonlu tavukların yetiştirildiği hatta otlak ve meraların bile talan edildiği günlerdeyiz.
Aslında homosapiens denen memeli bir hayvan olduğumuzu unuttuğumuz ve tüm canlılara eziyet ettiğimiz yerdeyiz, bu nedenle
cenneti cehenneme çeviren zihniyetin esiriyiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder