Adeta metematik formülü drapelerinin arasına gizlenmiş bir nefes…
Masumiyetin, dişiliğin silaha dönüştürüldüğü baş döndüren kıvrımlar…
Neruda’nın pastel sislerinin ardından ..
kıvrak dans çalımları ile süzülen en keskin makas darbeleri..
Her tür ışıkta..
Atatürk’ün geometri kitabından aldığı disiplin ve duruş..
Alabildiğine, içi dışı kendinden emin bir dikiş ile ..
cinnet geçiren moda dünyasından sıyrılıp…
estetiğin cennetine girilebiliyordu …
Füze kalkanlarına karşı durmuş dim dik omuzlar..
Özgürlük ile şefkati birleştiren turuvakar kol boyları..
Şiddete karşı kafa tutan adaletli yakalar..
Kısacık tayyör etekleri ve pantalonlar ile yollar..
Bir kez daha uygun adım çağdaşlık balyozuyla sarsılıyordu..
Empirmenin fırça ile olan flörtünde..
Aşk çiçeklerinin şevhetli renklerinin yepyeni bir kişilikle..
Uçuşan ipeklerin temasının tendeki esintisine…
Kendiliğinden oluşan bir fırtına sunuşu vardı…
Derin yırtmaçlar ile, sarınma yerine etrafında koşar adım aşkları yöneterek sarıp sarmalıyordu .
Bir milyon meleğin, rengarenk tül kanatların savaşının cennetten kaçışlarının lilalarına eşlik eden bebek pembesi bir masumiyet ve gün batımında ise,
Atalar’dan alınan başak saçlara ve mavi gözlere gözkırparak
yurduna yeniden
Modanın cennetini sunuyordu …
Bu sayede Atatürk’e yücelen merdivenlerde Türk kadınları dünyayı aydınlatıyor ve bu yürüyüş ve her yürüyüş ona olan şükran borcumuzun 21. bölümünde de onur belgesine işleniyordu .
Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal
2012 yaz yüksek dikiş moda sunumu
2023’ hikayeler xxı ama hedef değil ….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder