Bu sayfada yer alan tüm yazı, resim ve buna benzer içeriğin tüm hakları Barbaros Sansal'a aittir. Izinsiz kopyalanması ve kullanılması yasaktır.

5 Eylül 2012 Çarşamba

HENÜZ 5 YAŞIMDAYIM ANNE



Ve bilmediğim bir hayat...
Vücudumdan büyük kafamda, kocaman gözlerimle dünyayı tanımaktayım. Gözlerim kocaman olduğundan mıdır bilmem ama her nesneyi de olduğundan kocaman algılamaktayım. Oysa, herkes ne kadar da küçük...

Seksek taşları, gazoz kapakları da kocaman. Bahçe kapısı, kale kapısı, kaldırım ise adeta üstünden atlanası her zaman...

Kelimeler henüz şekilleniyor ağzımda. Peltek konuşmam, süt dişlerimin henüz dökülmüş olmasından. Ufacık parmaklarımla, burnuma leblebi bile sokmayı başardım geçen ay. Doktor amcanın sedyesi ne kadar da yüksekti hastahaneye gittiğimizde o ay.

Oyuncaklarımı toplamayı yeniden öğreniyorum hala. Pencereler benden çok yüksekte anla. Üstelik demir parmaklıklar da asılı ön tarafta. Çünkü dışarısı çok kocaman, dikkat korkunç dediler bana.

Bazen kapının önünde oynamama izin veriyorsun ya. Biliyorum gözlerin mutfak camından sürekli beni gözler her arada. En ufak kötü söz öğrensem sokaktan hemen kızar ve küsersin de bana.

Ayaklarım da bacaklarım da ufak henüz. Merdivenleri çıkarken, dizlerimin üzerinde durmam hep zorlar beni, düşmemeyi düşünürüz. Uyuduğumda üstümü örtmessen hep beraber üşürüz.

Şimdi bilmediğim bir hayata alıyorlar beni, 5 taş oynamam için anne.
Tek ayağımın üzerinde durdum ve düğme ilkledim diye.
Ama sandalyeden ayaklarım hala yere değmiyor niye?

Makam odasından bozup hazırlamışlar şimdi sınıfı. Giriş katıymış zaten aralığı.
Hiç bilmediğim fakir, zengin, büyük, küçük her çeşit tanımadığım çocukların içine koyacaklar beni. Her farklı terbiye bozacak mı acaba bana öğrettiklerini?

Devşirme olduğumu bile anlayamayacağım sisteme köle yetiştirildiğimde.
Hafızam ve naif duygularım silinecek belli ki, hunhar düşüncelerle.
Ama ben daha 5 taş bile oynamadım henüz 5 yaşındayım anne...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder