Bu sayfada yer alan tüm yazı, resim ve buna benzer içeriğin tüm hakları Barbaros Sansal'a aittir. Izinsiz kopyalanması ve kullanılması yasaktır.

26 Aralık 2012 Çarşamba

DEVEYE DİKEN


İçimdeki kendi nefesim!!!
Geçenlerde Qatar-Dohadaydım. Konuk olduğum ailenin genç ferdi, Qatara Village adlı bölgedeki Wzaar denen balıkçıya davet etmişti beni... Sol masadan helaya ancak 150 adımda gidilen, dev bir balık lokantası işte. Tüm tezgahlardan çeşitli deniz ürünlerini seçtiğiniz, tartı ile fiyatların belirlendiği, yüzlerce insanın sürekli açık mutfaklarda çalıştığı büyük bir işletme. Güneşli ve 25 derecelik hava ısısında ve de aralık ayındaydık o anda. Ancak koca tesiste, çoluk çocuk, genç yaşlı dev bir kalabalık vardı masalarda. Bu karşın ne bağırtı ne çığırtı. Medenice yemek yiyor, kısık sesle sohbet ediyorlardı kendi aralarında..
Karşımdaki dev ekrana takılıveri gözlerim. Canlı yayındaydı koşturan Arap yarımadası develerim. Önce tam anlamadım ne olduğunu, malum deve yarışı oyunuydu. Ancak zaman geçtikçe, göz Cuma takıldı tüm detaylar. İşte o an anladım ki, deveye diken batarsa değişirmiş bakışlar.
Siz deyin elli, ben diyeyim yüz. Aynen Veli Efendi misali bir deve koşusu parkuru çöl de, hem de dümdüz... Yan yana art arda koşuyordu develer ama üzerinde yoktu minyon seyisler... İşte o an sordum yanımdaki beyefendiye? Nasıl koşuyor bunlar tek başlarına diye? Hemen cevap verdi gülümseyen yüzüyle; "Dikkatli bak, üzerlerindeki robot seyisler" diye... 
Evet, bir makina vardı sırtlarında, deve bastonu takılı kolunda. Çat pat vuruyor kalçalarına devenin, güldüm haline bu güngü gezegenin.
Sofrada biraz mavi yengeç yanında biraz da hamur balığı. Sohbet gittikçe koyulaşırken, gözümün ucu yine ekranda izliyordu akışı. Bu kez, develeri çözmüştüm ama parkur yanındaki 4 çeker araçları henüz yeni görmüştüm. O da ne? 
Sunrooftan ayağa kalkmış beyaz entarili adamlar, çığlık çığlığa bağrımaktalar. Develer bir parkurda, araçlar hemen yanındaki koşu yolu yarışında.
Biraz salata biraz da portakal suyu ama sonuç yine ekrandaki durumdu...
Sonradan anladım, ellerindeki uzaktan kumandalı joystickler ile develerin üzerindeki robotların değneklerinin vurulduğunu. Hangi deve öne geçse, onun kumandacısına yol veriyordu diğer arçaların kuyruğu . Yani develer, 4 çekerlerden yönetiliyordu...
Sonra öğrendim ki, bir deve 8 000 000 riyal yani 1 milyon dolar. Yanında araç kumanda robot da olunca, gazdan gelir boşları bu oyunlar. Birden aklıma geldi, apronda kanlar içindeki kurban deve. Tekme, yumruk, kelle kavga eden yurdumdaki serserilerde. Oradaki püskülleri vurur birbirine erkekler, eğer darp ederlerse şeriat mahkemesine gider.
Sonunda bir küçük Arap kahvesi yokken bile telvesi...
Bu durumda deveye diken adama uygarlık mı olur miken dedim içimdeki kendi nefesimden?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder