Bu sayfada yer alan tüm yazı, resim ve buna benzer içeriğin tüm hakları Barbaros Sansal'a aittir. Izinsiz kopyalanması ve kullanılması yasaktır.

24 Kasım 2011 Perşembe

EKONOMİK MODEL AİLE EĞİTİMİ

Hadi maaile sevinelim...
Belki de bu yazıda bana bazıları kızacak ama ne yapayım gördüklerimi söylemezsem rahat eder miyim ?

Madem bu yıl da eğitim yılı başladı biz de kaldığımız yerden devam edelim . Bakalım bu yıl hangi aile denen evrensel kavramda, eğitim ne kadar yeterli, bir kez daha görelim.

Ege’nin incisi İzmir’deki Balçova semtindeyiz.

Bahçesinde nice kızları gelin ettiğim Termal Oteli artık bir vakıf üniversitesine dönüşmüş. Lüks kantinler, kütüphaneler, kitapçılar ile tam bir numune aslında yapısal olarak. Birkaç yıldır sık sık beni konuk eden kurum gerçekten de yeniliklere oldukça açık bir duruş. Modern yapı Güzel Sanatlar Fakültesi ve belki de yurdumuzun en konforlu yurtları ile tam bir çağdaş örnek. Ancak nitelik ve nicelik arasındaki ince çizgiyi de bir kez daha incelemek gerekecek.

Tabii ki her kurum da her kambur donanıma dönüşebilecek. Yoksa her şeyi alkışlamak bizi hiç bir yere götürmeyecek. Aynen zamanında tedbir almayınca daha sonra kurumsal aile yapımızdaki çatlakların yıkıntılara dönüşmesini engelleyemediğimiz gibi...

Moda Tasarımı ve Mimarlık gibi çok başarılı bölümleri yanında mükemmel sosyal tesisleri ve de her yıl epey ses getiren yıl sonu şenlikleri ve sergileri ile ironik bir çelişkiye de yol açmıyor değil hani İzmir Ekonomi Üniversitesi?

Hoş, son derece umutlu burslu öğrenciler ile hareket eden varlıklı aile çocukları olmalarına rağmen hadli ve gösterişten uzak yaşamları ile sadece öğrenmeye, keşfetmeye odaklanmış bir büyük aile daha işte genelinde…

Peki ya diğerleri? İşte sorunumuz burada sanırım. Aile kurumunun içinden neleri erezyona uğrattığımızın bir HAZİN sonucu...

Çakma marka çantalarını pazardan edinmekte bir sorun yok elbette. Ancak o kaynak saçların Zümrüdüanka kuşu kılığındaki lepiska şeklinde dağılışına bir de bol paçalı pantolonlar ve peluş kolsuz yelekli bedenler karışınca adeta bir başka gezegene gidiveriyorsunuz... Tırnaklarının cilalarını kuruturken derse geç kalan kızların platformlu pabuçları parke taşlı avluda postallara nasıl da nazire yapıyor.

Dımtıs dımtıs bas sesleri ile otoparklarda lüks arabalar cirit atıyor. Kirli sakallı yırtık kotlu gençlerin parfümleri baş döndürüyor.

Ancak her şeye rağmen ailelerin çocuklarını yolladıkları eğitim kurumları ister devlet ister özel ister vakıf olsun, sanırım yeniden gözden geçirilmesi için vakit geliyor.

Nasıl ki ergenlik çağındaki çocuklarımızın özel hayatları gözlem altında tutulmak zorunda ise aynı nedenle gençliğinde eğitim sürecindeki standartlarını sıkı bir düzen ile ve onları rahatsız etmeden kontrolden geçirmek zamanı geldi de geçiyor.

Çünkü artık bu ülkede öğrenci ekonomisi ailelere umut, gençlere ise somut bir gelecek sunmakta oldukça güçlük çekiyor .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder